adalet ve kalkınma partisi kurucu üyesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi 22., 23., 24. ve 26. Dönem Adalet ve Kalkınma Partisi Ankara milletvekilidir. 58. ve 59. hükûmetlerde ekonomiden sorumlu devlet bakanıydı. Akp döneminin ekonomik olarak iyi dönemleri kendisine bağlanıyor, ne kadar doğrudur, değildir bilmiyorum ancak yurt dışında akp'li olarak recep t. erdoğan'dan sonra en çok tanınan 3. ya 4. kişi olur kendisi sebebi ise 2008 ekonomik krizinde, hani şu teğet geçen krizde, yurt dışındaki yatırımcıların ülkeye para akıtmasını sağlayan kişilerin başında geliyor kendisi. dolayısıyla yurt dışı kaynaklı sermaye, pazar kuruluşları ve bankaları tarafından yakından tanınıyor.
dün itibariyle kurucu üyesi olduğu parti'den istifa etme kararı aldı. olayların bu raddeye gelmesinde çok fazla spekülasyon olduğu için buraya değinmeyeceğim. Şimdi siyaset ile ilgilenen herkesin aklından şu soru geçiyor, babacan gerçekten bir parti kuracak mı, parti kurarsa akp'den oy devşirir mi?
evet, babacan çok yüksek ihtimalle yeni bir parti kuracak, zaten bir kaç aydır bunun dedikoduları dolanıyordu ve hatta kesin gözüyle bakılıyordu, akıllardaki asıl soru bu oluşuma parti içerisindeki diğer muhalif kesim ile yani davutoğlu ve destekçileri ile beraber mi yeni bir parti kuracağıydı. Şimdilik gözüken Ahmet Davutoğlu olmadan yeni bir parti kurulacağı. Ali Babacan'ın, ne kadar doğru bilmiyorum ama bir kaç aydır hitabet dersi aldığı da söyleniyor. Eğer bu doğruysa, Babacan'ın kimsenin gölgesinde kalmak istemediği dolayısıyla Ahmet Davutoğlu gibi güçlü bir figürün bu yeni kurulacak partiye üye olmayacağını söyleyebilirim.
peki akp'den oy devşirir mi, çok ama çok zor. en azından şimdilik öyle gözüküyor. kurulacak yeni partinin akp'den oy devşirebilmesi için akp yönetimimin yani hükumetin ekonomik olarak ülkeyi daha büyük bir bataklığa sürüklemesi gerekiyor. akp'ye oy veren tabanın hepimizin malumu olduğu gibi ekonomi şu halindeyken bile oy vermeye devam ediyor oluşu, oy verme nedenleri bunun en güzel örneği (çok özür dilerim, bu taban akp'ye değil, recep tayyip erdoğan'a oy veriyor)
akp'ye ekonomi yüzünden oy gitmiyorsa babacan'ın partisi ekonomik nedenlerden nasıl oy devşirebilir onu da açıklayayım. siyasette çok güzel bir deyiş vardır, ekonomik kriz ile gelen kriz ile gider, diye burada da bu durum söz konusu. aynı zamanda babacan'ın yeni kuracağı partinin akp'den güçlü olacak kısmın sadece ekonomik politikalar olacağını düşünüyorum. yani güzel ülkem ekonomik krizde iyice batmaya devam edeceği göz önünde bulundurulursa ve babacan'ın partisi bu süreci iyi değerlendirip akp'ye buradan çok güzel vurursa bir şansları olabilir. ekonomik söylemler dışında geri kalan söylemlerde ekrem imamoğlu ile yükselişe geçen cumhuriyet halk partisi var ve ali babacan'ın bu tür söylemlerde imamoğlu ile aşık atabileceğine itimal dahi vermiyorum.
ekonomistler diye bir grup vardı eskiden. hala var mı bilmiyorum ama bu adam o grubun üyelerinden birisiydi. akp iktidara geldiğinde ekonominin idaresini kendisine verdiler. o da kemal derviş'in planına sahip çıktı ve onu ufak manipülasyonlarla sürdürdü. lakin akp içinde veliaht olarak görülüyor olması nedeniyle mevcut liderlik tarafından kendisi tasfiye edildi.
kendisini tanımam etmem. lakin işin ekonomi ayağını damattan daha iyi bildiğini söyleyebilirim. bir parti kurabilir. ancak iktidara gelebilmesine şahsen pek ihtimal vermiyorum. çünkü ekonomist, hatip değil. akp'yi bugüne taşıyan kitleye hitap etmesi mümkün görünmüyor.
söylemlerine inanmak istediğim bir siyasetçi. çünkü cidden doğruları söylüyor. lakin işin kötü yanı, sazı eline alana kadar herkes doğruları söylüyor...
cumhuriyet gazetesine verdiği bir röportajda her soruyu açıklıkla cevaplamış. partisinin kuruluşunun ülkemizdeki ilk salgın vakasına denk gelmesi de bazılarını ürküttüğünü gösteriyor gibi. bence boşuna ürküyorlar. bu millet fikre değil, şova prim veriyor.
Eski bir ak partili. Memleketin içinde bulunduğu durumda en fazla sorumluluğu olanlardan birisi yani. Dün neyse bugün de odur. Günün birinde bu ülkenin başına geçse ne olacağını görmek için bugüne bakmak yeterlidir. Türkiyeyi bugün yöneten zihniyet neyse onun da zihniyeti odur. Ne eksik ne fazla.
İticiliğinden hiçbir şey kaybetmemiş bakan eskisi. Çocuktum ama çok iyi hatırlıyorum kendisine halkı ilgilendiren çözülmesi gereken kritik bir soru sorulduğunda umursamaz şimdi ben sizin anınızı nasıl belliyorum sırıtışı hiç gözümün önünden gitmiyor. Milletle alay eden Bakan örneklerinin en barizlerindedi. Bu girdiyi inşallah ileride yemem ama bir yerlere gelebileceğini düşünmüyorum .
geçmişte veya günümüzde ak partide bulanan kimse bana samimi gelmiyor açıkçası. Benim için sorun; ekonomi, sözde kalan demokrasi söylevleri veya geçmişte bilmiyorduk ve şimdi ise sorumluluk alıyoruz açıklamaları değil.
Bu politikacı insan hayatına saygıyı, özgürlükleri, hukuku, eğitimi, sosyal ve hukuksal eşitlikten bahsetmiştir belki de çok kısadır ben kaçırmışımdir. Ama her gördüğümde ekonomi hakkında konuşuyor. Yani ekonomi düzelmesin demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ama asıl sorun benim için insan gibi yaşamak. Bu hepsini kapsıyor ve ekonomi düzelebilir belki ama saydığım tarzda şeyleri düzeltecek düşünce bence bu kişide yok. Birilerinin bölünmesi ile bir şeyler bitecekse 5 veya 10 yıl sonra ayni kafada birileri tekrar gelecektir. Pek ümidim yok açıkçası.
bu adam tuzla tersanesinde işçiler safra olarak kullanılıp ardı ardına ölürken, bu sırada çalışma bakanı "bakanlığımız ilgilendiren bir durum yok" diye açıklama yaparken, madenlerde yaşam odası şartı ak parti tarafından reddedildikten sonra soma'da madenciler diri diri gömülürken, keyif için bu madencilerin kafaları tekmelenirken, berkin elvan öldürülürken, çocuğunu gömen anası kitlelere yuhlatılırken, ergenekon tertibiyle fethullah gülen ordunun en dibine yerleştirilirken, bu sırada parti başkanı "ergenekon'un savcısı benim" diye açıklama yaparken, zorunlu din dersinin üzrerine arapça, kuran, peygamber dersleri eklenirken, 2b ve benzeri kıyım cesaretlendirmeleriyle yurdum köylüsü, arazi mafyası el ele verip günde üç vardiya tüm enerjileriyle ellerinden gelen ormanı katlederken de ak partiliydi.
tahiminimden uzun çıktı paragraf, kusura bakmayın. kalan yüz katını da yazmayayım artık.
şimdi bu adam yukarıdakilerden yeterince rahatsız olmamış, ama artık başka nelerden olduysa olmuş da yakın zaman önce istifa etmiş, ilkelerden falan bahsediyormuş, samimiymiş.
eğer samimiyse, zaten uzak olsun. bundan eksiği yok fazlası var memleketin.
o ve benzerlerinin * bilmiyorduk, kandırıldık, farkında değildik, vallahi de billahi de niyetimiz iyiydi ama fırsat vermediler diye ağlayarak, işin içinden sıyrılıp, üstünden vakit geçtikten sonra tekrar piyasaya çıkmalarından fena geldi artık. sevmediğim bir yemeğin, ısıtılıp, ısıtılıp önüme sürülmesinden hiçbir farkı yok. hele ki o yemek buzdolabında beklerken bozulduysa. bal gibi de biliyordunuz, bal gibi de farkındaydınız.
tanım kategoriyle aynı: bir politikacı, eski bakan.
insanların anlayışları, yaşayış şekilleriyle vs. toplumu yönetenlerin uzmanlığı paralel gider genellikle. dinin yeni ve çok popüler olduğu dönemlerde din adamları ya da direkt tanrı tarafından yollandığını söyleyen insanlar, savaşların-fetihlerin yaygın olduğu neredeyse savaşsız yılın olmadığı dönemlerde savaşçı yöneticiler falan. bu asker kökenli yönetici sınıfı da geçen yüzyılın sonlarına doğru ve bu yüzyılın başından itibaren ufak ufak bu işlerden uzaklaştı ya da uzaklaştırıldı. bu geçiş döneminden sonra tahminim başka bi uzmanlığın yeni yönetici sınıfın vasfı olması istenir halk tarafından. yine benim tahminimce halk ekonomik olarak emin ellerde olduğunu bilmek ister ilerleyen zamanlarda.
ali babacan da ekonominin iyi yönetildiği 2002-2009 arasını babalar gibi sahiplenmekte.( 2001 krizi yaşanırken gelmiş, bi şekilde atlatılmış ve 2008 krizi de iyi yönetilmiştir.) disclaimer niyetine sık sık ilk istifasını 2009'da verdiğini ve aslında o tarihten sonrasını pek sahiplenmediğini ima etmektedir. ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilemem tabi ama şartlar düşünüldüğünde elini iyi oynarsa, şansı da yaver giderse şu anki iktidara baya sıkıntı çıkarabilir. tek başına iktidar falan imkansıza yakın bence ama krizler, salgınlar tarih boyu yönetim değiştiren süreçler olmuştur. ne olacağı da belli olmaz.
son zamanlarda gündeme gelen siyasetin içinde bulunan bir ekonomisttir. Ana akım medya çok fazla Ali babacan'ı işlemiyor. Daha çok sosyal medya ve internet siteleri üzerinden konuşulduğunu görüyoruz. Benim şahsi fikrim olarak ne yapabileceği ne vadettiği değil de daha çok etiketler üzerinden tartışılıyor. Başlıca 2 göreceli negatif etikete sahip. 1- Siyasal İslamcı (!) 2-Eski akpartili İlk etiketine katılmıyorum. Karşılaştığım sözlü veya yazılı çıktılarında böyle bir bulguya rastlamadım. böyle bir etikete sahip olmak için yüzdelik olarak 70-90 siyasal islam ibareleriyle karşılaşmak gerekirdi. yapısı itibariyle marjinal bir düşünce çağ dışı diyebilirim. İkinci etiketinde beni hakkında olumsuz düşünmeye itecek durumlar mevcut. İktidarın bu haline evrilmesine ne kadar katkısı olduğunu bilmediğimden önyargılı olarak katkısı olduğuna inanıyorum. Siyaset biliminde birikimim olmadığı için ali babacan gibi bir karakterin bu yapının olumlu veya olumsuz taraflarını oluşturduğunu bilmiyorum. Gerçek yoktur önemli olan algılanan dersek, benim şuan ali babacan algım negatif. Bunun en büyük nedeni ise şuanki durumumuz. Yoksa cv'sine baktığımızda niyetinin iyi olduğunu kabul edersek fahiş hata yapamaz. fikirlerimi ifade etmeye çalışsam da siyaset üzerine okur yazarlığım klişelerden ve tekrarlanan fikirlerden ibaret.
Seküler kesim perspektifinden Muhafazakar, kendine milliyetçi Türk seçmeni oyunu ali Babacan'a verse ülkede mutsuz olacak kimse yoktur sanırım. Yani seçenekler arasında sol cenaha en yakın aday kendisidir şu siyasi ortamda. Lakin kendisi eski bir ak partilidir ve biliyoruz ki ak partililer demokrat olamıyor.
be adam, dün ağzında maskesiz şekilde vatandaşı geziyordun. şuraya bir bakın ya! ülkenin siyasetçisi vatandaşa örnek olacağı yere, maskesiz şekilde sokağa çıkıyorsa; vaka sayıları artarken vatandaşa laf edemezsin. tamam, sen test yaptırmış olabilirsin, en sağlıklı sen de olabilirsin ama sen tak şu maskeyi ki vatandaşa da örnek olsun. bak koronavirüs'e yakalanmışsın, ya o görüştüğün esnaftan birine bulaştırdıysan...
şu an kendi açımdan en rasyonel bulduğum liderdir. geçmişte yaptıkları ve durduğu yer konusunda genel görüşe katılıyorum. hatalı ve yanlış ilişkileri var. ama sonuçta diğer insanlar da bu adamdan çok farklı değil. bir dönem oy veririm baktım hoşuma gitmedi bir daha vermem sonuçta takım tutmuyoruz.
dedem dahil chp hariç bir partiye oy vermemiş bir aileden geliyorum. ancak chp'nin geldiği nokta beni memnun etmiyor. chp her kesime göz kırpan bir parti olmamalıdır. bu konuya chp başlığı altında detay vermeyi düşünüyorum. aslında hiçbir parti her kesime göz kırpmamalıdır. o zaman karakter ve omurga dediğimiz şey ortadan kalkıyor. siyasi partilerde gördüğüm sıkıntı bu. siyaseti kirli yapan da bu. he ali babacan çok farklı mı? bence değil. ama kendisine bir dönem şans vermek istiyorum. en azından tahsili iyi. bu bile benim için + puan zira cehaletin ve eğitimsizliğin övüldüğü zamanlardan geçiyoruz.
türk siyasi hayatı çeşitlendikçe halk güçlenecektir. bakın iyi parti geldi oy vermedim ancak yine de çeşitlilik arttı. çok sesliliğin artması gelişimi gösterir. sonuçta insanlık da böyle gelişmiştir. gen havuzu genişledikçe tür gelişir.
not: burada ortam çok güzel yalnız. zira ekşi'de buna benzer bir entry yazmıştım ve ne trollüğüm ne anam ne bacım kalmıştı. chp'nin de fanatikleri cidden sorunlu.
Ak parti'nin kurucu üyeleri arasında olup sonradan siyasi hayatına kendi kurduğu Deva Partisi ile devam etme teşebbüsünde bulunan politikacıdır. Ayrılıktan sonra daha çağdaş daha vizyoner bir lider misyonu ile kampanya yürüterek farkedilirliliğini arttırmayı başarmıştır. Siyasi, kültürel ve entelektüel donanımının yüksek olduğu gözlemlenebilmektedir.
deva partisinin samimi bulmadığım genel başkanı. kafamın içinde yankılanan hepiniz oradaydınız be cümlesini susturamadığım için söylediklerini dinleyemiyorum dolayısı ile bu düşüncemi değiştirebilecek bir şeyler anlatıyorsa da kaçırmış oluyorum.
akp'den 2019 temmuz ayında istifa etmiş eski ekonomi bakanı.
2019 yılına neleri bekledi acaba? istanbul kaybedildikten sonra da istifa etmiş olması da manidar.
eski siyasal islamcı, baktı gördü çöküş başladı, davutoğlu ile ikisi kıçı kurtarmak için istifa etti hemen. bunlara oy verecek olanların aklını seveyim. aynı bokun laciverti ikisi de.
bu sözlükte benim çocuklar konusunda ne kadar hassas olduğumu bilmeyen 1,5 kişi vardır yada yoktur. flu tv de yaptığı ve geçen gün yayınlanan röportajı ile bir kez daha midemi bulandırmayı başarmış siyasetçi. 10 15 dakika boyunca utanmadan kurduğu partinin ahlakı değerler ilkeleri ve tüzüklerinden bahsetti. kadrolarında hatice dudu özkal gibi çocuk istismacılarını korumaya yönelik söylemlerde bulunan sapık zihniyetli insanlar varken.
not: hatice dudu özkal ensat vakfı davasında ''herkes çocuğuna sahip çıksın'' diyerek istismarcıları savunmuş berbat bir insandır.
iki sene içinde başkan olacak kişidir. burada ona dair menfi yorum beyan eden dostlarımız da seçim gecesi sevinç çığlıkları atarak sevdiklerine sarılacak, Tayyip Bey'in emekliliğini kutlayacaklardır.
Akp'nin beyin takımının en önemli çarklarından biridir.
bu ekonominin bu hale gelmesindeki en büyük pay sahiplerinden olan babacan'a güvenmek akıl kârı değildir bana göre.
içindeki siyasal İslamcı damarı da söküp attığını hiç zannetmiyorum gül ve babacan Türk siyaset tarihinden bence silinmiştir yapabilecekleri en iyi şey Davutoğlu ile beraber akp'den oy çalmak olacaktır.
Ben kesinlikle akp'nin beyin kadrosuna güvenmedim makyajlı hallerine de güvenmiyorum.
jahrein'le yayın yapmaktadır, ben izlemeye gerek bile duymadım fakat biraz yorumları okudum. bundan ve yandaşlarından umut bekleyen gençler büyük hayal kırıklığına uğramış.
trolleri dışında adamı savunan yok. hepiniz gideceksiniz, hepiniz gömüleceksiniz. en büyük cezayı adalet kesmediği zaman hayat kesiyor. hayatın adaleti gecikse de şaşmaz.
mavi akp'dir ve bir islamcı her zaman islamcı'dır değişmez. güzel oldu, hak ettiği yeri bulmuş tekrar, kendini liberal olarak tarif eden gençler arasında da.
bundan sonraki hayatını %1,5 olarak sürdürecek diğer versiyonu davutoğlu'yla.
fetullah hocanızın donunun içinde kalın bir daha ordan çıkmayın !
bağnazlıkla suçlayanların hakkında bağnazlık yaptığı politikacı.
bu adamın ekonomiden sorumlu olduğu süreçte o harcandığı söylenen 128 milyar dolar biriktirilmiştir. bu adamın dış işlerinden sorumlu olduğu süreçte ülke ciddiye alınmıştır. bu adamın ülke yönetiminde olduğu süreç ile akp'nin başarılı olduğu süreç aynıdır. bu elbette akp'nin yaptığı olumlu işler kadar olumsuz işler içinde sorumluluğu olduğu anlamına da gelir.
şimdi bu adam çıkmış, onların içindeki önemli figürlerden birisi olarak, bir şeyler söylüyor. ya bu ne diyor demek yerine sen dincisi, ak partilisin denilip es geçiliyor. sen zaten akp seçmeni değilsen geçmişte, bu adam ağzı ile kuş tutsa oy vermezsin. ama biraz kafan çalışıyorsa, yok etmeye de çalışmazsın.
bana daha komik gelen şey, bu adama karşı bağnaz bir tutum sergileyenlerin muharrem ince gibi karakterlere prim vermesi. bu adam erdoğan'a karşı gelirken, onun gibilerin söz dinlediği aşikar oysa.
ince'ye solu böldüğü için kızanlar, biraz kafaları çalışıyorsa, babacan'ı sağı böldüğü için bile olsa desteklerler. gömmezler. kaldı ki söylediği sözlerin çoğunun altına chp de iyi parti de ülkenin geleceği için doğrusunu düşünen her insan da imza atar.